19 Ocak 2007

Seni Beklerken

Bir komşumuz vardı Nilüfer abla . Daha evliliğimin ilk yılında hamile olduğumdan şüphelendiğim bir sırada demiştiki bana: " Bak Elif'çim çok iyi düşün. Hayatta herşeyden vazgeçersin. İşinden sıkılırsın çantanı alıp çıkarsın, arkadaşından artık hoşlanmıyorsundur görüşmezsin olur biter, hayatta yaptığın pekçokşeyden vazgeçmek senin elindedir. Ama annelikk.. annelik bir ömürboyu.. Bundan yok geriye dönüşü.Bu çok yorucu bir şey büyük soromlulukmuş vazgeçtim diyemezsin. Büyüdüğünde görüşmesenizde, konuşmasanızda uzakta da olsa sen heppp annesin ."
Bu konuşmanın üzerinden 6 yıl geçmişti. 2005 yılının Şubat ayıydı malum soğuk . Oysaki yüzümden yalın fışkırıyordu. Az önce evde test yapmış ve sonucunda çift çizgi çıkmıştı. Biri biraz silik çıkmıştı sanki. Hemen tlf a sarılıp " abla test yaptım ama 2. çizgi net değil var mıdır sence?" karşılığında aldığım ses heyecanlanmıştı .Kızım delimisin siliği neti olmaz gözle görülebiliyorsa çizgi varsa vardır.Sen hamilesin!!!!::)))" Yupppii işte onaylanmıştı ve ben hamileydim. Fadıl a nasıl söyleseydim acaba.. Haftasonu dışarda yenecek romantik bir yemek? yok o çok uzun. Hemen ertesi gece olsun. Aman Boverr 24 saat beklemem lazım sabredemiycem .şimdi içeri gir ve söyle ama nasıl ! Ayaklarım yatakodasından koridora yola çıktı bile çok az vaktim var karar ver çığlık mı atmalı , boynuna mı sarılıp tebrıkler baba oluyorsun mu demeli. Son iki adım. Ve elimi uzatıp o kadar romantik şeyi bir kaç saniyede düşündükten sonra neyaptım beğenirsiniz. Elimi uzatıp dedim, elinimi tuttum hayırr......... Çünkü elimde basit bir idrar testi .

"Bak hayatım burda ne var" !!!!!!!!!!!
"Bu ne?"
"Testtttt"
"Ne testii"
"İdrar"
"Ne!! bu şey şimdi sidikli mi?!!"
"Evet ama bu önemli değil kii. Hamileyim onu demeye çalışıyorum"

İşte biraz garip bir üsluplada olsa söylemiştim. O baba bense anne olacaktım ya önemli olan bu . Biz karı koca romantizmi pek beceremiyoruz galiba. Bir keresinde evlilik yıldönümümüzde evde hoş bir masa hazırlayıp mumları yakıp karanlıkta karşılamıştım kocamı . Kapıyı açınca dediği şeye bakar mısınız. Aaaa hayatım elektrikler mi kesik... ::(((( Hoppaaa gitti bütün romantizimm.. Mumlar söndü. Hey dedim Edison amcaaa .Ben şimdi sana mı kızayımmm kocamamıı.. Neyseee. Nerden girdim bu konuyaaa.

Evet hamileyim ve hemen ertesi gün dr a gidilip kan tahlili yaptırmak lazım. Olayı tıbbi bir evrakla tescil etmek istiyorum. Uludağ tıp Fakültesinde Gürkan Bey'e gidiyorum kontrole . 4 haftalık anne adayıyım. 7. hafta da kalp atışlarını duymamız gerekiyor. Allahım lütfen şu 3 hafta çabucak geçsin.Çok heyecanlıyım. Dr dan çıktığımda kendimi farklı hissediyorum. Yolda yanımızdan gelip geçenler bilmiyorlarki yandaki arabada özel bir insan var. İçinde henüz daha bir emriyoda olsa canlı taşıyor. O artık farklı önünde uzunn bir 8 ay var. Kendine çok dikkat etmesi gerekiyor. Sağlıklı beslenmeliydi ve herşeyden önce eve gidip hemen internetten gebelikle ilgili sayfaları kurcalamalıydı ki elindeki ultrason görüntüsüyle nettekileri karşılaştırsın. Bebeği şu an ne evreler geçiriyor hangi organları gelişiyor öğrenmeli. Okadar çok öğrenecek şey varki... Ne garipp.. İçeride çalışan bir sürü işçiler var habire yeni hücreler yapılıyor,makinalar sürekli..sürekli çalışıyordu........

18 Ocak 2007

SANDIĞIN İÇİNDEN...

Oldum olası sevmişimdir geçmişi kurcalamayı. Sandıkların içine sıkışmış hatıralar..... hurçlar içinde kalmış geçmiş zaman.... Çocukken annemin sandığını kurcalardık ablamla. 70'li yılların süslü püslü geceliklerini giyerdik bacak kadar olan boyumuza, sürünürdü yerlerde biri sarıı... biri pembe.. altına ayağımızın içinde kaybolduğu kalın yüksek topuklu zamanee terliklerinide giydikmii oluyorduk tas tamam... Nasıl da hoşuma gidiyordu annem gibi olmam.. Hele bir keresinde hiç unutmuyorum kanepenin altını kurcalarken küçük bir kolide bulduğumuz eski püskü yırtık kağıtları. Annemin yüzünün kızardığını hatırlıyorum, o an sanki silik de olsa babamında mı oda da olduğu var gözümün önünde nee.. Sende varmıydın acaba abla.. "Kara gözlüm ..." diyordu başlığında . Babam anneme yazmıştı bu mektubu asker zamanıı. Kara gözlüm diyorduu sonradan anlattığında annemin diğer mektuplarında olduğu gibi.. Hoşuna gitmiştii çocuk aklımın.

Başımda kavak yelleri estiği zaman ise kendimi habire çeyizime aldığım şeyleri aylar yıllar geçmesine rağmen dönüp dönüp kurcalarken buluyordum. Eşimle lise sonda aynı sınıfta tanımıştık ve evet sanırım niyetimiz ciddiydi. 7 yıl gibi uzun bir beraberlik dönemi geçirdiğim için bol bol sandık eşeleme fırsatı buluyordum kendime. Babaannemin taa çocukluğumdan beri ördüğü havlu kenarlarının dikili olduğu havlular, oyaların dikili olduğu mevlüt örtüleri, dantellerr.. çıkardı bohçalardan tek tekk.. Gün be gün almış olduğumm yemek takımları , bardaklar.. çanaklarrrr, kutularından bir bir çıkartılır servis tabaklarının üzerine çukurları konur ve hayalini kurardım kendi evimde bunları sevdiğim insanla aynı masada kullanmanın keyfini.


Çocuklukla gençlik dönemine ait sandıkların birbirinden farkı ise biri geçmişe götürürdü benii biri geleceğee. İkiside çok mutlu ederdi ortak payda da. Annelik döneminde ise.............

Akşam her iki mutluluğu birden yaşadım oysaki. Geçmişle gelecek aynı hurçlardaydılar. Yada diğer bir söyleyişle geçmişten gelipp geleceğe yol aldılarr. Umarım hayal ettiğim gelecek gerçekten gelecektir de Can'ım oğlumun geçmişi kızımın geleceği olur.

Ne zamandır bunu yapmak istiyordum . Can'ımın odasındaki dolabını elden geçirip küçülen kıyafetlerini ileride tekrar kullanılmak ümidiyle hurçlara kaldırmak. Ve nihayet akşam işten gelir gelmez giriştim dolaplara. Küçülenleri topladım arka odaya götürdüm. Şu an giydiği 1 yaş kıyafetlerini ve önümüzdeki kış için aldığım 2 yaş giysilerini yerleştirdim dolaba özenle ve kıvanarak. Oda da işim bitince koridorun en sonundaki misafir yatak odasına yolaldım heyecanla. Çünkü orda beni bekleyen henüz götürüp yatağın üzerine yığdığım oğlumun minnacık kıyafetleri vardı. Dururmuyum... yine hemen hayatımın her döneminde olduğu gibi açtım sandığı. İçinde teyzesinin gönderdiği minik kızları defnekuzusu ve balıkezgisinin bebeklik kıyafetleri vardı bir valiz ve koca bir poşette. Ablam bir 3. çocuğu düşünmüyordu ve inşallah "Can ın ileride bir kız kardeşi olur" temennisiyle yıpranmamış tüm kıyafetlerini göndermişti kızlarının. Hepsi birden buluştular yatağın üzerinde. Pembe , mavii, beyaz, sarı.... Her renkten kıyafetler . Sanki 3 kuzen buluşmuş gibi renkli bir dans gösterisi sunuyorlardı banaa. Başımı ellerimin arasına aldımm ve Dubai deki teyzoşlarımı daha 10 gün öncesi görmeme karşın çok özlediğimi düşündüm ve kokladım kıyafetlerini onları yanımda hissedebilmek içinnn. Sonra da Can'ı kokladım. Canımın bebekliğini.. bebek kokosunu çektim içime . Sürüklendim geçmişe taa hamilelikte yaşattığı heyecanları, tekmeleri, renkli ultrasonda dr a parmakları tam mı soruma karşın resmen elini meydana çıkartıp "her şey tamam tam 10 parmak" dercesine el sallayışını.. sonra doğumunuu... yaşadığım şaşkınlığı , ilk dönemlerde onun açlıktan ağlayışı ,açlığını giderirken ise benim can acısından ağlayışımıı, evin kalabalıklığını ve lohusalık gerginliğini.... O an lohusalıktanmıdır bilemediğim yaşanan kötü bazı anlar bile meğer ne kadar güzelmiş. Evet geçmişe dönüp hayatın mucizelerinden birine tanık olduğun ve mucizelere işte o an inandığın ana tekrar geri dönemezsin o hazzı tekrar tatmak için. Ama bir ikinci çocuğu düşünüyorsan ve eşinle birlikte istiyorsan hayatta o anları yaşamak için bir şansın daha var demektir. O şansı yakalarmıyım yakalayamazmıyım allah bilir. Dualarla başlıyorum küçük saten hurçlarımı önce badylerden başlayarak doldurmaya. Geçmişten dönüyorum yavaş yavaş gözümün önünde küçük bir kız çocuğu beliriyor bana bakıp gülümseyerek. Sanki onun için olduklarını biliyor her bir kıyafetin, hafif gülümsüyor. Geleceğe sürükleniyorum onunla beraber ve başlıyorum bu günlük evde giymeye bu gezmeklik demeye , hımm bunun üzerinde meyve lekesi mi kalmış hafiften verelim bakalım kuru temizlemeye.. Ve yolalıyorum geleceğee . Can' ı mın kardeşi ne kadar da şanslı böyle . Erkek de olsa kız da olsa kardeşi birsürü kıyafetimiz var doğduğunda giymeyee. Ama nasip değilse ..allah yazmamışsa kaderimize bir kardeşi, ihtiyacı olan başka kardeşlere veririz bizde. Ama şimdilik doğruu bir kaç yıl öylecee hurç içinde beklemeye ......
Geçmişten geleceğe..... Hep sevgiyle ......